29 Ağustos 2014 Cuma

Luli

Bu sene Bodrum'da kalmak bana çok iyi geldi. Uzunca bir süredir enerjimi yeniden toparlamaya çalışıyorum. Sanırım başarmak üzereyimde.

Karşınızda Luli ...... Ben çok sevdim ve devam edeceğim. Umarım sizlerde beğenirsiniz.


26 Ağustos 2014 Salı

Uyuyan Güzel Zeyno

"Teyze bana fermuarlı bir elbise yapar mısın ?" diye başladı elbisemizin dikimi.

Tabi ben henüz patron çıkarmak konusunda yeteneğimi çözemediğimden hazırda olan elbisen bir kalıp çıkardım.

En az beş defa Zeynoma giydirip elbiseyi kontrol ettim.

Ama sanmayın ki bu kadar detay verince bütün gün bununla uğraştım.
Aksine bir saatimi bile almadı. 

Ve sonuç ..... 

Kuzu sevinerek giydi ve bütün günün yorgunluğunu (denizde yüzmek, yemek yemek, balkonda evcilik oynamak ) elbiseyle giderircesine koltukta uyuyakaldı.


Uyuyan güzelin teyzesinden hepinize mutlu günler......

17 Ağustos 2014 Pazar

Ustam ve Ben


















Ve yine bir solukta okuduğum harika bir kitap. Elif Şafak Ustam ve Ben .
Bir filbazın dünyasından yaşananlar. Kanuni , Hürrem, Mihrimah ve tabiki Sinan (mimarbaşı)

Küçük yaşta babasını kaybeden ve annesi mecburen amcasıyla evlenen Filbaz Cihan'ın hayata direnişi ve  o hayata sıkı sıkı tutunmayı öğreten hocası Sinan'ın sürükleyeci romanı.

Kalemine sağlık Elif Şafak .

KADINLAR SUSARAK GİDER


Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için.
Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez.
Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der.
Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar.
Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar.Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır.
Genellikle ne cevap alır?
Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır.Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının.
Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.
Kadın susarak gider! En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir.O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir.Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir.
Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir.Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir.
Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider.Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır.Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.

CEMAL SÜREYA

Deniz Feneri Yolu


Uzunca bir süredir sessiz kaldığımın farkındayım. Ama bu akşam itibariyle artık daha sık görüşeceğimizi umuyorum.

Okurken yeniden aşık olduğum ve yaklaşık 3 günde bitirdiğim bir Debbie Macomber serisinden bahsediyorum.

İnanılmaz keyifli ve dinlendirici bir roman olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. 

"Her kadının bir hikayesi vardır" diye başlayan ve gerçekten ne yaşanırsa yaşansın hayatın süprizlere gebe olduğunu tekrar tekrar hatırlatan bir kitap.

Bunaltıcı bir Ağustos akşamından hepinize kucak dolusu sevgiler.